444 60 24
VELİ BİLGİLENDİRME SİSTEMİ
ÖN KAYIT
BURSLULUK SINAVI
  • ANASAYFA
  • KURUMSAL
    • NEDEN HAZIRLIK KOLEJİ ?
    • HAKKIMIZDA
    • MİSYON & VİZYON
    • AKADEMİK KADRO
    • ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ
    • BURS ORANLARIMIZ
    • GALERİ
    • İK
  • EĞİTİM BİRİMLERİ
    • ANAOKULU
    • İLKOKUL
    • ORTAOKUL
    • ANADOLU LİSESİ
    • SOSYAL ALANLAR
  • AKADEMİK
    • ATATÜRK KÖŞESİ
    • İNGİLİZCE
    • ÇİFT DİPLOMA PROGRAMI
    • HIZLI OKUMA BEYNİ ETKİN KULLANMA
    • STEM İNOVASYON
    • GÖRSEL SANATLAR VE MÜZİK
    • TEKNOLOJİ TASARIM BİLİŞİM
    • ÖĞRENCİ KULÜPLERİ
    • YAZ OKULU
    • BURS ORANLARIMIZ
  • YKS DİL SINIFI
  • HAZIRLIKTA YAŞAM
    • YEMEK LİSTESİ
    • ULAŞIM
    • REHBERLİK
    • SİZDEN GELENLER
    • SPOR KULÜPLERİ
    • SINIFLARIMIZ
    • YEMEKHANE
    • SOSYAL ALANLAR
  • İLETİŞİM
  • DERS TAKİP SİSTEMİ
  • Anasayfa
  • Akademik
  • Atatürk Köşesi

Atatürk Köşesi

Atatürk’ün Hayatı

Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selanik’te doğdu. Zübeyde Hanım annesi, Ali Rıza Efendi ise babasıdır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim aldığı okullar şöyledir; ilkokul eğitimini Mahalle Mektebinde ve Şemsi Efendi Okulunda, ortaokul eğitimini Selanik Mülkiye Rüştiyesi ve Selanik Askeri Rüştiyesinde, lise eğitimini Selanik Askeri İdadisi, üniversite eğitimini ise Harp Okulu ve Harp Akademisinde almıştır. 1893 yılında Askeri Rüştiye’de okurken matematik öğretmeni ona Kemal ismini vermesi ile ismi Mustafa Kemal olmuştur.

23 Nisan 1920 tarihinde TBMM’nin açılmasına önder olan Mustafa Kemal Meclis tarafından da Hükümet Başkanı seçildi. 5 Ağustos 1921’de yine Meclis tarafından Başkomutan seçildi ve Sakarya Savaşı’nın kazanılmasındaki büyük emeklerinden dolayı Gazilik unvanı ve Mareşallik rütbesi ile şereflendirilmiştir.

29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edildi ve Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı koltuğuna oturmuştur. 1934 yılında Gazi Mustafa Kemal’e meclis “Atatürk”soyadını lâyık görülmüştür.

10 Kasım 1938 tarihinde Dolmabahçe Sarayı’nda hayata veda eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tüm ülkeyi yasa boğmuştu. Ama bu veda Türk milleti için sadece bedenen bir vedaydı. Ulu Önder Atatürk sonsuza kadar Türk milletinin kalbinde yaşayacaktır!
 
"Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en hakiki mürşit bilimdir, fendir."


Atatürk’ün Son Yılları ve Ölümü

Atatürk’ün ilk hastalık belirtisi 1937 yılında ortaya çıktı. 1938 yılı başlarında Yalova’da bulunduğu sırada, ciddî olarak hastalandı. Buradaki tedavi olumlu sonuç verdi. Fakat tamamen iyileşmeden Ankara’ya yaptığı yorucu yolculuk, hastalığının artmasına sebep oldu. Bu tarihlerde Hatay sorununun gündemde olması da onu yormaktaydı. Hasta olmasına rağmen, Mersin ve Adana’ya geziye çıktı. Kızgın güneş altında askerî birliklerimizi teftiş edip tatbikat yaptıran Atatürk, çok yorgun düştü. Ülkü edindiği millî dava uğruna kendi sağlığını hiçe saydı. Güney seyahati hastalığının artmasına sebep oldu. 26 Mayıs’ta Ankara’ya döndükten sonra tedavi ve istirahat için İstanbul’a gitti. Doktorlar tarafından, siroz hastalığı teşhisi kondu.

Deniz havası iyi geldiği için, Savarona Yatı’nda bir süre dinlendi. Bu durumda bile ülke sorunlarıyla ilgilenmeye devam etti. İstanbul’a gelen Romanya kralı ile görüştü. Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. 4 Temmuz 1938’de Hatay Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi Atatürk’ü çok sevindirip moralini düzeltti. Temmuz sonlarına kadar Savarona’da kalan Atatürk’ün hastalığı ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı’na nakledildi. Fakat hastalığı durmadan ilerliyordu. O’nun hastalığını duyan Türk halkı, sağlığıyla ilgili haberleri heyecanla takip ediyor, bütün kalbiyle iyileşmesini diliyordu. Hastalığının ciddiyetini kavrayarak 5 Eylül 1938’de vasiyetini yazıp servetinin büyük bir kısmını Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarına bağışladı. Ekim ayı ortalarında durumu düzelir gibi oldu. Fakat çok arzuladığı hâlde, Ankara’ya gelip cumhuriyetin on beşinci yıl dönümü törenlerine katılamadı.

29 Ekim 1938’de kahraman Türk ordusuna yolladığı mesaj, Başbakan Celâl Bayar tarafından okundu. “Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferlerle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk ordusu!” sözü ile Türk ordusunun önemini belirtmiştir. Yine aynı mesajda “Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini, dahilî ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni, her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır” diyerek Türk Ordusu’na olan güvenini belirtmiştir.

Atatürk 1 Kasım 1938’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış töreninde de bulunamadı. Hazırladığı açılış nutkunu Başbakan Celâl Bayar okudu. Atatürk bu nutkunda ülkenin imarı, sağlık hizmetleri ve ekonomi konularındaki faaliyetleri açıkladı. Bundan başka eğitim ve kültür konularına da temas edip gençliğin millî şuurlu ve modern kültürlü olarak yetişmesi için İstanbul Üniversitesi’nin geliştirilmesi, Ankara Üniversitesi’nin tamamlanması ve Van Gölü civarında bir üniversitenin kurulması için çalışmaların yapıldığını belirtti. Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlarının çalışmalarından duyduğu memnuniyeti açıkladı. Ayrıca Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine ulaştırılması için Beden Terbiyesi Kanunu’nun uygulamaya konulmasından duyduğu memnuniyeti belirtti. Atatürk, ölümüne kadar memleket meselelerinden bir an olsun uzak kalmamıştı.

Atatürk’ün hastalığı tekrar şiddetlendi. 8 Kasımda sağlığıyla ilgili raporlar yayımlanmaya başlandı. Bütün memleketi tekrar derin bir üzüntü kapladı. Her Türk’ün kalbi onun kurtulması dileğiyle çarpıyordu. Ancak kurtarılması için gösterilen çabalar sonuç vermedi ve korkulan oldu. Dolmabahçe Sarayı’nda 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe, insan için değişmez kanun hükmünü uyguladı. Mustafa Kemal Atatürk aramızdan ayrıldı. Bu kara haberle, yalnız Türk milleti değil, bütün dünya yasa büründü. Büyük, küçük bütün devletler onun cenaze töreninde bulunmak üzere temsilciler göndererek, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna karşı duydukları derin saygıyı belirten mesajlar gönderdiler. 16 Kasım günü Atatürk’ün tabutu, Dolmabahçe Sarayı’nın büyük tören salonunda katafalka konuldu.

Üç gün üç gece, gözü yaşlı bir insan seli ulu önderine karşı duyduğu saygı, minnet ve bağlılığını ifade etti. Cenaze namazı 19 Kasım günü Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırıldı. On iki generalin omzunda sarayın dış kapısına çıkarılan tabut, top arabasına konularak İstanbul halkının gözyaşları arasında Gülhane Parkı’na götürüldü. Buradan bir torpido ile Yavuz zırhlısına nakledildi. Büyük Ada açıklarına kadar donanmamız ve törene katılmak için gelmiş olan yabancı gemilerin eşlik ettiği Yavuz zırhlısı cenazeyi İzmit’e getirdi. Burada Yavuz zırhlısından alınan cenaze, özel bir trene kondu. Atalarına son saygı görevlerini yapmak üzere toplanan halkın kalbinde derin bir üzüntü bırakarak Ankara’ya getirilmek üzere hareket edildi.

Atatürk’ün vefatı üzerine cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, bakanlar, Genelkurmay Başkanı, milletvekilleri ile ordu ve devlet ileri gelenleri tarafından karşılanan cenaze, Türkiye Büyük Mîllet Meclisi önünde hazırlanan katafalka kondu. Ankara halkı da onun cenazesi önünden saygıyla geçerek son görevini yaptı. 21 Kasım 1938 Pazartesi günü, sivil ve askerî yöneticiler ile yabancı devlet temsilcilerinin hazır bulunduğu ve on binlerce insanın katıldığı büyük bir tören yapıldı. Daha sonra Atatürk’ün tabutu katafalkta alınarak. Etnografya Müzesinde hazırlanan geçici kabre kondu. Türk milleti daha sonra bu büyük insana lâyık, Ankara Rasattepe’de bir Anıtkabir yaptırdı. 10 Kasım 1953’te Etnografya Müzesinden alınan Atatürk’ün naaşı Anıtkabir’e getirildi. Burada yurdun her ilinden getirilmiş olan vatan topraklan ile hazırlanan ebedî istirahatgâhına yerleştirildi.


Gençliğe Hitabe

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet’ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

  • Atatürk Köşesi
  • İngilizce
  • Çift Diploma Programı
  • Hızlı Okuma Beyni Etkin Kullanma
  • Stem İnovasyon
  • Görsel Sanatlar ve Müzik
  • Teknoloji Tasarım Bilişim
  • Öğrenci Kulüpleri
  • Yaz Okulu
  • Burs Oranlarımız

KURUMSAL

  • Neden Hazırlık Koleji ?
  • Hakkımızda
  • Misyon & Vizyon
  • Akademik Kadro
  • Çözüm Ortaklarımız
  • Burs Oranlarımız
  • Galeri
  • İK

EĞİTİM BİRİMLERİ

  • Anaokulu
  • İLKOKUL
  • Ortaokul
  • Anadolu Lisesi
  • Sosyal Alanlar

AKADEMİK

  • Atatürk Köşesi
  • İngilizce
  • Çift Diploma Programı
  • Hızlı Okuma Beyni Etkin Kullanma
  • Stem İnovasyon
  • Görsel Sanatlar ve Müzik
  • Teknoloji Tasarım Bilişim
  • Öğrenci Kulüpleri
  • Yaz Okulu
  • Burs Oranlarımız

HAZIRLIKTA YAŞAM

  • Yemek Listesi
  • Ulaşım
  • Rehberlik
  • Sizden Gelenler
  • Spor Kulüpleri
  • Sınıflarımız
  • Yemekhane
  • Sosyal Alanlar

İletişim

Akpınar Mah. Ahmet Yesevi Caddesi No:3 Çankaya/Ankara

info@hazirlikkoleji.k12.tr

Takipte Kalın

©2021 Hazırlık Koleji, Tüm Hakları Saklıdır.
KVKK Aydınlatma Metni
↑